Zühtüpaşa, Recep Peker Cd., 34724 Kadıköy/İstanbul
Çalışma Saatleri
  • Pzt-Cuma 09:00 - 18:00
    Cumartesi 09:00 - 14:00
İletişim Bilgileri
  • +90 (546) 640 00 11
Doktorunuza Danışın
CAPTCHA Image
Play CAPTCHA Audio
Refresh Image

Obezite Cerrahisi Sonrası Ramazan Beslenmesi ve Oruç

Tüp mide ameliyatı geçirdikten sonra ilk 1 yıl oruç tutulmasını tavsiye etmiyoruz.

Tüp mide ameliyatı sonrası uzun dönemde dikkat edilmesi gereken önemli kurallar vardır. Bunlar;

  • Günlük minimum 60 gr protein almak,
  • Katı-sıvı ayrımı yapmak,
  • Yeteri kadar sıvı tüketmek.

Yaz aylarına denk gelen ramazan ayında aç kalma süresi 16-17 saatleri bulmaktadır. Bu mevsimde yüksek sıcaklık sebebi ile sıvı kaybeden normal bünyeler bile; iftar-sahur arası sürede yeterli su içiminde zorlanmaktadır. Yeterli su alabilme durumu ameliyat sonrası erken dönemde oruç tutmak isteyen obezite cerrahisi hastaları için çok zorlayıcıdır. Bu durum özellikle sıvı ve elektrolit dengesinin bozulmasına; hastalarda tansiyon düşüklüğü, halsizlik, baş ağrıları, mide ve bağırsak problemleri, böbrek hastalıkları gibi ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşmalarına neden olabilir. 

Matematiksel olarak açıklamamak gerekirse;

24 saatlik bir günün 16 saati oruç dolayısıyla gıda alımı olmadığında, geriye kalan 8 saatlik iftar-sahur arası sürenin hiç uyumadan geçirilip yemeğe ayrıldığını farz edelim. Bu kısa süre boyunca 60 gr proteini tamamlamak, günlük minimum 8-10 bardak sıvı tüketmek ve en önemlisi katı sıvı ayrımı yapmak neredeyse imkansızlaşmaktadır.

Ameliyattan önceki mide hacmine kıyasla geriye kalan oran ise yaklaşık olarak eski boyutun 4’te biri kadarıdır. By-pass ameliyatı gibi metobolik cerrahi türlerinde ise bu oran daha da az olabilmektedir. Tüm durumlar için küçülen mide hacmine yeterli besin sığdırmak mümkün olmayacaktır.

Tüketilen katı gıdaların oranını azaltarak yeterli sıvı almaya çalışıldığında vitamin-mineral gibi mikrobesinler bakımından eksiklikler oluşabilir.

Vitamin eksikliği oluşmaması için yeterli sebze, meyve ve lif alımını hedefleyerek beslenip sıvı alımı azaltıldığında ise dehidratasyon, yani vücudun su kaybı durumu olabilir. İki durumu dengelemek başarılabilir ancak, öncelikli olan proteinlerin midede kalış süresi ortalama 3-4 saattir ve bu süreçte hastada açlık hissi oluşmaması, hatta aşırı tokluk hissi olması durumları yaşanabilir. Yetersiz protein alımına neden olan bu durumda ise kas kütlesinden doku kaybı oluşur. Acıkmadan yemek yemeye çalışmak ise kusmalara neden olur.

Özellikle uzayan açlık vakitlerinde kan şeker seviyesi düşecektir, bu da iftar saatinde basit karbonhidrat tüketimine yöneltir. Bu durumlarda tüketilen tatlı gıdalardaki basit şekerler DUMPİNG SENDROMU’na neden olur.

Son olarak ilaç kullanması gereken hastaların ilaç saatleri oldukça önemlidir. Özellikle hipertansiyon ve diyabet hastası olan bireyler hekimlerine danışarak orucu denemelidirler.

 

Ameliyat sonrası uzun dönemde dikkat edilmesi gereken önemli kurallar vardır. Bunlar;

  • Günlük minimum 60 gr protein almak,
  • Katı-sıvı ayrımı yapmak,
  • Yeteri kadar sıvı tüketmek.

Yaz aylarına denk gelen ramazan ayında aç kalma süresi 16-17 saatleri bulmaktadır. Bu mevsimde yüksek sıcaklık sebebi ile sıvı kaybeden normal bünyeler bile; iftar-sahur arası sürede yeterli su içiminde zorlanmaktadır. Yeterli su alabilme durumu ameliyat sonrası erken dönemde oruç tutmak isteyen obezite cerrahisi hastaları için çok zorlayıcıdır. Bu durum özellikle sıvı ve elektrolit dengesinin bozulmasına; hastalarda tansiyon düşüklüğü, halsizlik, baş ağrıları, mide ve bağırsak problemleri, böbrek hastalıkları gibi ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşmalarına neden olabilir. 

Matematiksel olarak açıklamamak gerekirse;

24 saatlik bir günün 16 saati oruç dolayısıyla gıda alımı olmadığında, geriye kalan 8 saatlik iftar-sahur arası sürenin hiç uyumadan geçirilip yemeğe ayrıldığını farz edelim. Bu kısa süre boyunca 60 gr proteini tamamlamak, günlük minimum 8-10 bardak sıvı tüketmek ve en önemlisi katı sıvı ayrımı yapmak neredeyse imkansızlaşmaktadır.

Ameliyattan önceki mide hacmine kıyasla geriye kalan oran ise yaklaşık olarak eski boyutun 4’te biri kadarıdır. By-pass ameliyatı gibi metobolik cerrahi türlerinde ise bu oran daha da az olabilmektedir. Tüm durumlar için küçülen mide hacmine yeterli besin sığdırmak mümkün olmayacaktır.

Tüketilen katı gıdaların oranını azaltarak yeterli sıvı almaya çalışıldığında vitamin-mineral gibi mikrobesinler bakımından eksiklikler oluşabilir.

Vitamin eksikliği oluşmaması için yeterli sebze, meyve ve lif alımını hedefleyerek beslenip sıvı alımı azaltıldığında ise dehidratasyon, yani vücudun su kaybı durumu olabilir. İki durumu dengelemek başarılabilir ancak, öncelikli olan proteinlerin midede kalış süresi ortalama 3-4 saattir ve bu süreçte hastada açlık hissi oluşmaması, hatta aşırı tokluk hissi olması durumları yaşanabilir. Yetersiz protein alımına neden olan bu durumda ise kas kütlesinden doku kaybı oluşur. Acıkmadan yemek yemeye çalışmak ise kusmalara neden olur.

Özellikle uzayan açlık vakitlerinde kan şeker seviyesi düşecektir, bu da iftar saatinde basit karbonhidrat tüketimine yöneltir. Bu durumlarda tüketilen tatlı gıdalardaki basit şekerler DUMPİNG SENDROMU’na neden olur.

Son olarak ilaç kullanması gereken hastaların ilaç saatleri oldukça önemlidir. Özellikle hipertansiyon ve diyabet hastası olan bireyler hekimlerine danışarak orucu denemelidirler.